Suriye sahasında sisler dağılıyor: ‘Özgürlük Şafağı Operasyonu’ nedir?

“`html

Suriye’deki Muhaliflerin Esed Rejimine Yönelik Hızlı Karşı Saldırısı

Türkiye, Rusya ve İran’ın yürüttüğü Astana sürecine rağmen, Esed rejimi ne çatışmasızlık bölgelerine ne de ateşkese uymadığı için Suriyeli muhalif gruplar 2020’den bu yana ilk kez aktif bir karşı saldırıya geçtiler.

Muhalif güçler, beklenmedik bir hızla, oldukça geniş bir alanda Esed rejimi askerlerini geri püskürtme konusunda başarılı oldular. Hatta Suriye’nin en büyük ikinci kenti olan Halep, Esed güçlerinin elinden geri alındı.

Son dört yıl aradan sonra Suriye sahasında yaşanan bu değişimler, muhaliflerin başlattığı operasyonun amaçları, zamanlaması ve Esed rejiminin hızlı çöküşünün sebepleri hakkında birçok soruyu gündeme getirdi.

Esed Rejimine Karşı Kimler Savaşıyor?

Suriye’deki çatışmaların azaltılmasında önemli bir rol üstlenen Astana mutabakatı öncesinde, İdlib’de konuşlu muhalif gruplar “Feth’ül Mubin Operasyon Odası” çatısı altında toplanmıştı. Bu gruplar, Esed rejiminin sivillere yönelik saldırılarına karşı bir karşı saldırı başlatmayı hedeflediler. Bu muhalif gruplar arasında, Hayat Tahrir el Şam (HTŞ), Ahrar el-Şam Hareketi ve Ulusal Kurtuluş Cephesi gibi 13 farklı oluşum yer alıyor.

Yerel kaynaklardan edinilen bilgilere göre, bu gruplardan binlerce kişi operasyona katıldı. 27 Kasım’da İdlib’ten Halep’e doğru başlayan operasyon, Esed rejimi askerlerinin beklenmedik şekilde dağılarak Halep ve çevresinden çıkarılmasını sağladı.

Muhalif güçler, dağılan rejim hatlarını takip ederek Hama’nın eteklerine ulaştı. Şu sıralar, Hama’nın iç kesimlerinde çatışmalar devam ediyor.

Muhalifler, 2016 yılında Esed rejiminin büyük bir katliam gerçekleştirerek kontrol altına aldığı tarihi kenti yeniden ele geçirirken, şehir, Esed rejimi ve İranlı milislerden kaçan mülteciler için yeni bir geri dönüş umudu oluşturdu.

Halep’in muhaliflerin kontrolüne geçmesi, Şeyh Maksut ve Eşrefiye mahallelerinde bulunan PKK/YPG terör örgütü üyelerinin de şehirden çekilmesine yol açtı.

Bunun yanı sıra, diğer bir ana hedef ise M-5 uluslararası karayolu üzerinde konumlanan İdlib Sarakib ve Maarat al-Numan gibi stratejik noktalara yönelmiş durumdaydı. Bu bölgelerde de muhalifler, İdlib sınırından Esed güçlerini ve müttefiklerini çıkarmayı başardı.

Şu an için muhalifler, 450 kilometreden fazla yeni alanı kontrol ediyor ve Hama çevresinde çatışmalar sürüyor.

Özgürlük Şafağı Operasyonu Nedir?

Halep’e yönelik muhalif operasyonunun üzerinden iki gün geçtikten sonra, milli Suriye Ordusu (SMO) PKK/YPG’nin ortaya çıkan kaostan faydalanmasına engel olmak amacıyla Özgürlük Şafağı Operasyonu’nu başlattı.

Zira Suriye rejimi, kontrolü altındaki toprakları, Fırat’ın doğusundaki PKK/YPG terör örgütü üyelerine devretmeye özen gösteriyordu. Bu bağlamda, terör örgütüne ağır silah sevkiyatı da yapılmaya başlanmıştı.

Bu operasyon neticesinde, Halep’in kuzeydoğusundaki Şeyh Neccar’dan Ayn İsa, Tel Rıfat ve Minnağ Hava Üssü kontrol altına alındı. Böylece Tel Rıfat ile Suriye’nin kuzeydoğusu arasında alana yayılma planı suya düştü.

Operasyonun Zamanlaması Ne Anlatıyor?

Suriye’nin kuzeyinde yaklaşık 6 milyon insan, oldukça kısıtlı bir bölgede yaşam mücadelesi veriyor. Esed rejiminin hain saldırılarından kaçan Suriyeliler, uzun yıllardır İdlib ve Türkiye’nin teröristlerden temizlediği bölgelere sığınmak zorunda kaldı.

Astana mutabakatlarına rağmen saldırılar devam etti. Son dört yıldır muhalif gruplar bu saldırılara yanıt vermekte zorlanıyordu. Ancak yerel kaynakların belirttiğine göre, Esed rejiminin devam eden katliamları, sahadaki değişimlerle muhaliflerin harekete geçmesine neden oldu.

Özellikle 2011’de başlayan protestoların bastırılması için Suriye’ye gelen Lübnan Hizbullahı’na ait elit birliklerin sahada bulunmamaları önemli bir etken olarak öne çıkıyor. Ayrıca, Esed rejimine destek sağlayan Rusya’nın Ukrayna’daki savaşı nedeniyle Suriye’deki güçlerini azaltması da, muhaliflerin harekete geçişinde etkin bir rol oynadı.

Muhalif kaynakların aktardığına göre, Rusya’nın Lazkiye’deki Hmeymim Hava Üssü’nde kalan hava aracı sayısı sadece 10 civarında. 2015 yılından bu yana geniş bir hava gücüne sahip olan Rusya’nın bu güçleri önemli ölçüde azalmış durumda.

Astana Sürecinin Aktörleri Ne Düşünüyor?

Suriye rejimi ile muhalifleri bir araya getiren ve ülkedeki çatışmaların çözümü için uluslararası alanda atılan en etkili adım olarak bilinen Astana süreci, Türkiye, Rusya ve İran tarafından yönetiliyor. Ancak, bu süreç, ne muhaliflerle yeni bir anayasa görüşmesi yapılması için ciddi bir ilerleme kaydedildi ne de çatışmasızlık bölgesinde silahlar sustu.

Rejim ve müttefikleri, sahada elde ettikleri avantajları kullanarak, hiçbir çözüm önerisine sıcak bakmadı. Halep ve Şam’da Suriyelilerin evlerine yerleştirilen İranlı milisler, değişen şehir demografisi açısından Tahran için bir sorun teşkil etmiyor. Moskova ise, sivilleri hedef alan hava saldırıları ile mültecilerin geri dönüşlerinde inisiyatif alamıyor.

Türkiye, muhaliflerin operasyonları ile gündeme gelen meseleleri çözmek adına aktif bir rol üstlenmeye devam ediyor. Ankara, Esed rejimine “ön şartsız” görüşme teklifleri ile Suriye sahasında kalıcı bir stabilite sağlamaya çalışan ülke olmayı hedefliyor.

Son zamanda, Ankara, yaşanan gelişmelerin arkasında Esed rejimini gördüğünü ifade ediyor. Ancak hâlâ tarafları bir araya getirme konusunda diplomatik çabalara yöneliyor.

Rusya ise, Esed rejimine verdiği desteği bir kez daha ifade etti. Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, “Rusya, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esed’i destekleme konusundaki kararlılığını sürdürecektir,” dedi.

İran ise, Astana sürecini yeniden hayata geçirme konusunda hevesli bir duruş sergiliyor. İran Dışişleri Bakanı Abbas Irakçi, 7-8 Aralık tarihinde Doha’da İran, Türkiye ve Rusya arasında bir Astana Zirvesi gerçekleştireceklerini duyurdu.

Muhalifler Nereye Kadar İlerleyecek?

Muhalif grupların Halep’i geri alması ve Hama’da ilerleme kaydetmesi, operasyonların sınırlarının nereye kadar uzanabileceği sorusunu gündeme getirdi. Halihazırda, muhaliflerin yoğun çatışmalara girdiği Hama’ya rejim ve müttefikleri de güç kaydırıyor.

Deyrizor ve Dera gibi farklı bölgelerde başlayan hareketlilik, rejimin güç biriktirmesini engelliyor. Hama, başkent Şam’a yaklaşık 200 kilometre uzaklıkta bulunduğundan, rejim için stratejik açıdan kritik bir noktadır.

Sonuç olarak, silahlı muhalifler, uluslararası girişimlerin (Astana süreci) sonuç vermesi beklenene kadar sahada ilerlemeyi hedefliyor. Rejim ve müttefikleri ise, olası bir müzakere masasına güçlü bir pozisyonda oturmayı istiyor.

Kaynak: TRTHaber

“`

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir