İstanbul Küçükçekmece’deki bir sitede bakılan Eros isimli kedi, 1 Ocak’ta sabaha karşı İbrahim Keloğlan tarafından işkence edilerek öldürüldü. Asansöre binen Keloğlan, Eros’un da orada olduğunu görerek tekmelemeye başladı. Asansörden kaçan kedinin arkasından giden Keloğlan, kediyi yakalayarak işkenceye devam etti. Dakikalarca süren işkence sonucu Eros, hayatını kaybetti. Keloğlan’ın Eros’u işkenceyle öldürdüğü anlar sitenin güvenlik kameraları tarafından kaydedildi.
Tüm bu görüntülere rağmen Keloğlan, konuyla ilgili davanın 8 Şubat’ta Küçükçekmece 16. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmasında, iyi hal indirimi alarak serbest bırakıldı.
Duruşmayı takip eden avukatlar, kararın kabul edilemez olduğunu vurgulayarak, karara itiraz edeceklerini ve bir üst mahkemeye taşıyacaklarını söyledi.
ALTI DAKİKA BOYUNCA İŞKENCE DEVAM ETTİ
Tarih 1 Ocak 2024. Saat, sabaha karşı 03.15 sıraları… Sitenin otoparkında doğup büyüyen, sitede yaşayanların ilgilendiği Eros isimli kedi, apartmanın asansörüne bindi. Bu sırada asansöre, aynı sitede yaşayan İbrahim Keloğlan da adımını attı. Keloğlan, Eros’a saldırıp tekmelemeye başladı. Kendini kurtarmak için asansörden kaçan Eros’un peşinden gitti, yakaladığı yerde Eros’a saldırmaya devam etti. Eros, aldığı darbeler sonucu olay yerinde hayatını kaybetti. Eros’un maruz kaldığı saldırı ve işkence tam altı dakika sürdü. Bunun bu kadar net bilinmesi de asansörde ve site içinde bulunan kameralar sayesinde oldu.
Eros’un bakımıyla ilgilenenler, görüntülerle birlikte emniyete giderek şikayetçi oldu. Gözaltına alınıp, adli kontrolle serbest bırakılan Keloğlan hakkında dava açıldı. Savunmasında, olay günü moralinin bozuk olduğunu söyledi ve ilk önce kedinin ona saldırdığını iddia etti.
‘SANIK BU CEZAYLA ISLAH OLMAZ’
Küçükçekmece 16. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya, müşteki vekili avukat Merve Poyraz Özcan, İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi’nden avukat Hafize Hilal Koçak ve avukat Bahtiyar Güner katıldı.
Mahkeme, İbrahim Keloğlan’ı suçlu bulunarak 1 yıl 6 ay ceza verdi. Aynı zamanda iyi hal indirimi uygulayarak cezayı 3 ay daha indirdi ve hükmün açıklamasını (HAGB) geri bıraktı.
Avukatlar, karara tepki gösterdi. Avukat Özcan, sanığın işkence ve eziyetle Eros’u öldürdüğünü vurgulayarak “Sanık bu cezayla ıslah olmaz. Kamu vicdanı ve huzurunu sağlamak amacıyla sanığın üst sınır olan 4 yıldan cezalandırılması gerekirdi. Bunun yerine neredeyse alt sınırdan ceza tayin edilmesi ve akabinde indirim uygulanarak HAGB tesis edilmesi hukuka aykırıdır. Keza kamuoyu baskısı da bu yöndedir. Verilen karardan dönülmesi gerekmektedir” dedi.
‘SANIK 5 SENE BOYUNCA BAŞKA SUÇ İŞLEMEZSE EROS’U ÖLDÜRMEMİŞ SAYILACAK’
Avukat Koçak da sanığın savunmasında ileri sürdüğü ‘sahipsiz hayvan’ argümanına dikkat çekerek şunları söyledi:
“Keloğlan, Eros’un sahipsiz olduğunu bu sebeple 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu kapsamında değerlendiremeyeceğini ileri sürmektedir. Oysa ki, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu sokakta yaşamını sürdürmeye çalışan hayvanlarımızın da başta yaşam hakkı olmak üzere haklarını güvence altına almaktadır. Bu sebeple bu tür davalarda hayvanın sahipli/sahipsiz olduğu hususu suçun varlığı ve ceza tayini için önemli bir husus değildir. Sanık tamamen suçtan kurtulmaya yönelik beyanlarda bulunsa da sanığın mevcut hayatındaki hiçbir problem bir hayvanı vahşice öldürmesini meşru kılamaz. Kaldı ki, sanığın hayvanı asansörde darp etmeye ve sıkıştırmaya başlaması, sonrasında ısrarlı takibi, kedinin kaçmasını engellemek amacıyla kapıları kapatması ve sonrasında 6 dakika boyunca ağır şiddette bulunması da öldürme kastını kanıtlar niteliktedir. Sanığın aldığı ceza miktarı ve HAGB verilmesi kabul edilemezdir. Verilen karar ile sanık 5 sene boyunca kasten başka bir suç işlemezse, adeta Eros’u hiç öldürmemiş sayılacak. Bu sebeple karara itiraz edeceğiz ve bir üst mahkemeye taşıyacağız.”
‘EN ÜST SINIRDAN CEZALANDIRILMASINI İSTİYORUZ’
Avukat Güner de verilen hükmün ‘cezasızlığa övgü’ niteliği taşıdığını ifade etti. Güner, konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu: “Aslında tepkiler bu dosya özelinde değil, ülkemizde ne yazık ki gelişme gösterememiş hayvan hakları alanında yetersiz kalan adalet sisteminin genel bir eleştirisidir. Takip ettiğimiz davada kurulan hüküm kabul edilebilir olmadığı gibi kararın yasaya ve kamu vicdanına uygun bir gerekçesi de olamaz. Bu sebeple gerekçesinin yazılmasına dahi ihtiyaç duymadan karara itirazda bulunduk. İtiraz neticesinde kurulacak yeni hüküm, hayvan hakları alanında emsal teşkil edecek olup sanığın mevcut kanuni çerçevede verilebilecek en üst sınırdan cezalandırılacağını ümit ediyoruz.”
‘İNSAN CANLISI OLDUĞU İÇİN ADINI ‘EROS’ KOYDUK’
Eros’un doğumundan itibaren bakımıyla ilgilenen ve öldürüldüğü apartmanda yaşayan Sinem, yaşananların site içinde infial yarattığını söyledi. Eros’un yaklaşık 6 yaşında olduğunu, sanığın söylediğinin aksine oldukça sevecen ve saldırgan olmadığını dile getiren Sinem, “Çok insan canlısı olduğu için adını Eros koyduk. Yaşadığımız sitede pek çok kedi var. Yaşadığım yerde hayvanlara davranışlarla ilgili oldukça şanslı olduğumu hissediyordum. Hayvanların bakımıyla ilgilenen pek çok kişi var. Hatta apartmanda kapılarımızın önünde mama ve su vardır. Kediler alışkın, gelip mamalarını yer ve giderler. Eros da o gün o nedenle asansördeydi. Biri asansöre binince yukarıdaki katlara gider, istediği kapının önündeki mamadan yerdi. Onun ve diğer kedilerin öyle bir alışkanlığı var.”
Ancak Eros’un ölümü sonrası sitedeki diğer hayvanların güvenliği ile ilgili kaygı yaşamaya başladıklarını belirten Sinem, “Onları insanlardan uzak tutmak için farklı yöntemler uygulama kararı aldık. Mesela, mama kaplarını apartmanın dışına çıkarmak, insan kalabalığının uzak olduğunu alanlarda besleme yapmak gibi… Diğer kedilerimizi de korumak istiyoruz. Her gün kontrol ediyoruz yerlerinde olup olmadıklarını. Bu, bizi oldukça husursuz etti.”
Keloğlan ile aynı sitede yaşadığını ve kendisini bu olay öncesi tanımadığını da sözlerine ekleyen Sinem, kediyi vahşice öldüren biriyle birlikte yaşamanın da kendisini husursuz ettiğini anlattı: “Bu kişiyle aynı yerde yaşıyoruz. Markette, başka yerlerde karşılaşıyoruz. Belki daha önce selamlaştık da… Görüntüler sonrası bu insanla aynı ortamda olduğumu bilmek beni husursuz ediyor.”
(HABER MERKEZİ)